1) Aşağıdaki kimyasallardan hangisi deride renk değişimine neden olur?
A) Alkaliler B) Asitler C)Karbonatlar D)Ağır metaller
Açıklama: Gümüş, cıva, arsenik gibi ağır metallerden kaynaklanan kronik zehirlenme, deride renk değişimi oluşturabilir.
Cevap: D
2) Pestisit ve asit temizleme havuzlarında bulunan ve normal şartlarda sıvı olan metal aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nikel B) Cıva C) Krom D) Arsenik
Açıklama: Cıva, birçok pestisit ve asit temizleme havuzlarında bulunur. Normal şartlarda sıvı olan cıva, oda sıcaklığında buharlaşır ve buharları teneffüs edilir. Suda bulunan cıva ise balık organizmasında birikir. Cıva zehirlenmesinin sinir sistemi üzerinde ciddi etkileri vardır.
Cevap: B
3) Gazlar için aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Gazların ne hacimleri ne de biçimleri belirli olmayıp, bulundukları kabın hacim ve biçimini alırlar.
B) Gaz tanecikleri birbiriyle etkileşmeyen, yani aralarında çekme ve itme olaylarının söz konusu olmadığı bağımsız parçacıklar olarak kabul edilirler.
C) Gazlar ısıtıldığında tanecikler çok daha yavaş hareket ederken, soğutuldukça taneciklerin hızları artar.
D)Gaz tanecikleri birbirleriyle veya bulundukları kabın çeperleri ile çarpışıncaya kadar her yönde ve çok hızlı doğrusal hareketler yaparlar
Açıklama: Maddeler doğada katı, sıvı veya gaz hallerinden birinde bulunurlar. Bir maddenin bu hallerden birinde bulunması sıcaklık ve basınca bağlıdır. Katı haldeki maddelerin belirli bir hacim ve biçimleri varken, sıvıların hacimleri belirli olup biçimleri bulundukları kaba göre değişir. Oysa gazların ne hacimleri ne de biçimleri belirli olmayıp, bulundukları kabın hacim ve biçimini alırlar. Gaz halindeki maddeler en küçük düzeyde ya atomlardan ya da moleküllerden oluşurlar. İster atom isterse molekül olsun bunlar gaz tanecikleri olarak adlandırılabilirler. Gaz tanecikleri bulundukları ortamda tamamen rastgele bir şekilde ve çok hızlı hareket ederler. Bu özellikleri gazların kinetik teorisine temel oluşturur.
Kinetik teoriye göre gaz tanecikleri birbirleriyle etkileşmeyen, yani aralarında çekme ve itme olaylarının söz konusu olmadığı bağımsız parçacıklar olarak kabul edilirler. Bu yüzden gaz tanecikleri arasındaki uzaklık, taneciklerin kendi büyüklüklerine oranla çok fazladır.
Gaz tanecikleri birbirleriyle veya bulundukları kabın çeperleri ile çarpışıncaya kadar her yönde ve çok hızlı doğrusal hareketler yaparlar. Bu nedenle, gaz tanecikleri bulundukları kabın tamamına yayılır ve kabın biçimini alırlar. Gaz taneciklerinin yaptıkları çarpışmalar tümüyle esnek olup, çarpışmada herhangi bir enerji kaybı yoktur. Böylece çarpışan tanecikler önceki hızları ile başka bir doğrultuda hareketlerini sürdürürler. Gaz taneciklerinin kinetik enerjileri sıcaklıkla değişir. Gaz ısıtıldığında tanecikler çok daha hızlı hareket ederken, soğutuldukça hızları düşer. Teorik olarak, belirli bir sıcaklığa inilebildiğinde de tüm hareketler durur.
Cevap: C
4) Aşağıdakilerden hangisi kimyasal boğucu gaz değildir?
A) Karbon monoksit
B) Hidrojen sülfür
C) Metan
D) Hidrojen siyanür
Açıklama: Kimyasal boğucu gazlar; kimyasal özellikleri sebebi ile solunum ve dolaşımı engelleyerek etkili olan gazlardır. Karbon monoksit, hidrojen sülfür, hidrojen siyanür bu tip gazlardır.
Cevap: C
5) Aşağıdakilerden hangisi basit boğucu gaz değildir?
A) Metan B) Hidrojen C)Karbondioksit D)Karbon monoksit
Açıklama: Basit boğucu gazlar; normal şartlarda kimyasal olarak boğucu değildirler. Ancak ortamda çok yoğun bulunmaları durumunda havadaki oksijenin yerini alarak oksijenin daha az solunmasına sebep olduklarından, oksijen yetersizliği sebebi ile boğulmalara sebep olabilirler. Bazıları, özellikle petrol türevi olanlar hafif narkotiktir. Karbondioksit, metan, etan, propan, hidrojen vb. gazlar yaygın olarak kullanılan basit boğucu gazlardır.
Cevap: D
6) Karbondioksit, metan ve karbon monoksit gazlarının özellikleri için aşağıda yazılış sırasına göre verilen ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Boğucu – Boğucu – Zehirleyici
B) Zehirleyici – Boğucu – Boğucu
C) Boğucu – Zehirleyici – Boğucu
D)Boğucu – Boğucu – Boğucu
Açıklama: Karbondioksit ve metan gazları basit boğucu gazlar sınıfına girerler. Karbon monoksit ise hemoglobin molekülleri ile bağlanmada oksijenle yarış eder. İnsan hemoglobininin karbon monoksite olan meyli, oksijene olandan 240 kat daha fazladır. Karboksihemoglobin oluşumunun istenmeyen iki etkisi vardır. Hemoglobinleri inaktive ederek, oksijen taşınmasını bloke eder ve kandaki mevcut oksihemoglobinin çözünme eğrisini sola kaydırarak, kalan oksijenin dokulara geçişini bozar. Bu son etkiden dolayı kandaki karboksihemoglobin yüzdesi doku havalanmasını eşdeğer hemoglobin konsantrasyonundan daha fazla etkiler, yani kanda karbon monoksit aynı zamanda myoglobin ile birleşerek, karboksimyoglobin oluşturur. Zehirlenme belirtisi klasik olarak tendeki kiraz rengi ile kendini belirtir. Zehirlenmenin erken safhalarında hasta solgun görünür. Daha sonra karboksihemoglobin konsantrasyonunun yükselmesi, hemoglobin konsantrasyonunun ise azalmasından dolayı deri, tırnak dipleri ve mukoza tabakası kızararak kiraz rengini alabilir. Bu belirtiler % 30 karboksihemoglobin konsantrasyonun üzerinde belirginleşir. Bu şekilde etkilenme belirtileri göstermesi nedeniyle karbon monoksit zehirleme etkisi olan birgazdır.
Cevap: A
7) Tehlikeli Maddelerin ve Müstahzarların Sınıflandırılması, Ambalajlanması ve Etiketlenmesi Hakkında Yönetmeliğe göre risk ve güvenlik ibareleri neyi ifade eder?
A)Madde veya müstahzarın kullanımdan doğan riskleri ve güvenlik önlemlerini
B)Madde veya müstahzarın özelliklerini
C)Madde veya müstahzarın tanıtımını
D)Madde veya müstahzarın taşımacılık özelliklerini
Açıklama: Tehlikeli Maddelerin ve Müstahzarların Sınıflandırılması, Ambalajlanması ve Etiketlenmesi Hakkında Yönetmeliğe göre; risk ibareleri, maddenin kullanılmasının yol açtığı tehlikelerden doğan özel risklere işaret eder. Güvelik ibareleri ise, tehlikeli maddenin güvenli kullanımı ile hususları belirtir.
Cevap: A
8)Karbon monoksit ve karbondioksit gazlarının özellikleri ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A)Karbon monoksit kandaki hemoglobin hücresinin oksijen taşıma kabiliyetini azaltır.
B)Yanma reaksiyonlarında yeterli oksijen varsa karbon monoksit yerine karbondioksit oluşur.
C)Karbondioksit havadan ağır birgazdır.
D)Karbondioksit yanıcı birgazdır
Açıklama: Karbonun yetersiz oksijenle birlikte yanmasıyla açığa çıkan gaz karbon monoksittir. C(k) + 1/2 02(g)—CO(g)
Yanma reaksiyonlarında yeterli oksijen varsa karbon monoksit yerine karbondioksit oluşur. C(k)+02(g)–C02(g)
Karbon monoksit renksiz, kokusuz ve tatsız bir gaz olup karbon içeren fosil yakıtların yanması ile ortaya çıkar. Karbon monoksit çok zehirli bir gazdır. Yetişkin bir insan, yarım saat boyunca, % 1 oranında karbon monoksit içeren bir odada kapalı kalırsa kısa sürede yaşamını yitirir. Karbon monoksitin insan sağlığına diğer bir önemli etkisi de kandaki hemoglobin hücresinin oksijen taşıma kabiliyetini azaltmasıdır.
Karbondioksit renksiz ve kokusuz bir gazdır. Havadan ağır olduğu için, bulunduğu kapalı ortamın tabanında toplanır. Karbondioksit miktarının artması oksijeni azaltacağından solunum sayısı ve sıklığı artar. % 1 – 3 yoğunluğunda orta sürede tehlikesizdir. % 3 – 6 yoğunluğunda baş ağrıları başlar. % 6 -10 yoğunlukta baş dönmesi, görme bozuklukları ve şuursuzluk başlar. % 10’dan fazla yoğunlukta narkotik etki görülür.
Cevap: D
9) Aşağıdakilerden hangisi bakım ve onarım ekibine yeterli düzeyde verilecek eğitimlerden biri değildir?
A)Bakım işlerinde çalışma izni
B)Makinelerin korunma ilkeleri
C)Kaza analizi
D)Elektrik ve mekanik güvenlik
Açıklama: Bakım ve onarım ekibine;
İşyerinde bulunan makineler ve bunların tehlikeleri,
Makinelerin korunma ilkeleri,
Elektrik ve mekanik güvenlik,
Bakım işlerinde uyulacak kurallar ve çalışma izni,
Bakım ve onarım sırasında takip edilecek yöntemler,
Kullanılması gereken kişisel koruyucular gibi konularda yeterli eğitim verilmelidir.
Cevap: C
10) Aşağıdakilerin hangisi karbon dioksit gazının özelliğidir?
A) Yanıcı B) Parlayıcı C) Zehirli D) Boğucu
Açıklama: Karbondioksit, ortamda oksijen azalması nedeniyle boğulmaya neden olur.
Cevap: D
11) Karbondioksit, karbon monoksit ve metan gazlarının özellikleri için aşağıda yazılış sırasına göre verilen ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Patlayıcı – Patlayıcı – Patlayıcı
B) Yanmaz – Patlayıcı – Patlayıcı
C)Patlayıcı – Yanıcı – Patlayıcı
D) Yanmaz – Yanmaz – Patlayıcı
Açıklama: Karbondioksit, yanıcı ve patlayıcı değildir. Karbon monoksitin % 13 – 75 arasında havayla karışımları patlayıcıdır. Metanın ise % 5 -15 arasında havayla karışımları patlayıcıdır.
Cevap: B
12) Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır
A) Metan renksiz ve kokusuz bir gazdır.
B) Karbon monoksit baş ağrısı, hâlsizlik ve kusma emareleriyle anlaşılır.
C) Hidrojen sülfür dağlayıcı ve yakıcı bir gazdır.
D) Karbondioksit basit boğucu bir gazdır
Açıklama: Hidrojen sülfür, renksiz ve kendine özgü çürük yumurta kokusu olan zehirleyici bir gazdır. Havadan ağırve yanıcı bir gaz olan H2S, hava içerisinde % 6 oranında patlayıcı özelliğe sahiptir. Havada % 0,0001 konsantrasyonda tipik kokusu ile tanınır. Daha yüksek konsantrasyonlarda bir süre sonra koku alma sinirleri felce uğrar ve koku alınmaz olur. Solunum yolu ile alınan H2S toksik tesir gösterir, mukozoları tahriş eder ve hücre içindeki fermentleri inhibe eder.
Cevap: C
13) Hidrojen sülfür aşağıdaki özelliklerden hangisine sahiptir?
A) Oksitleyici B) Tahriş edici C) Zehirli D) Boğucu
Cevap: C
14) Aşağıdakilerden hangisi tahriş edici gazlardandır?
A) Metan B) Amonyak C) Karbondioksit D) Karbon monoksit
Açıklama: Tahriş edici gazlar, asidik özellikleri ve suda çözünürlükleri sebebiyle, solunum sistemleri üzerinde tahriş edici etki gösterirler. Amonyak, kükürtdioksit, fosgen, klor, azot oksitleri ve asit buharları bu gruba girerler.
Cevap: B
15) Endüstride bazı sentez işlerinde, gübre ve bazı boyaların imalatında ve soğutucu olarak kullanılan tahriş edici gaz aşağıdakilerden hangisidir?
A) Amonyak B) Trikloretilen C) Arsin D) Formaldehit
Açıklama: Amonyak, endüstride bazı sentez işlerinde, gübre ve bazı boyaların imalatında ve soğutucu olarak kullanılır. Dağlayıcı ve yakıcı bir gaz olup müsaade edilen azami konsantrasyon değeri 25 ppm (18 mg/m3)’dir. 5000 -10.000 ppm’lik miktarlarda kısa sürede öldürücü etki gösterir. Akut etkilenmede; gözler, mukozalar ve solunum yolları üzerinde tahriş edici yakıcı etki gösterir. Kornea üzerinde körlüğe kadar giden lezyonlar oluşur. Bronşit ve akciğer ödemi görülür. Kronik etkilenmede ise; kronik bronşit olabileceği belirtilmekle birlikte, bu konuda kesin bir kanaat yoktur.
Cevap: A
16) Aşağıdakilerden hangisi sistemik etki gösteren zehirli gaz ve buharlardan değildir?
A)Karbon tetraklorür
B) Nitroparafin
C) Azotdioksit
D) Benzen
Açıklama: Sistemik etki gösteren zehirli gaz ve buharlar, vücudun belirli sistemleri üzerinde toksik etki yapan gaz ve buharlardır. Akciğer zarları üzerine tesir eder veya doğrudan dolaşıma girerler. Böbrek ve karaciğerler üzerinde, bazıları da kemik iliği üzerinde etkirler. Karbon tetraklorür ve nitroparafinler böbrek ve karaciğerlerde, benzen buharları kemik iliği üzerinde, kurşun buharları kan sistemi üzerinde etkilidir.
Cevap: C
17) Kandaki atık maddelerin dışarı atılmasını sağlayan, vücudun elektrolit dengesi ve kandaki asit seviyesini ayarlayan ve karbon tetraklorürün fonksiyonlarını bozduğu organ aşağıdakilerden hangisidir?
A)Karaciğer B) Böbrek C) Akciğer D) Kemik iliği
Açıklama: Böbrek, boşaltım sisteminin bir bölümü olup vücudun çeşitli organlarında dolaşmış olan kandaki atık maddelerin dışarı atılmasını sağlar. Ayrıca, vücudun elektrolit dengesi ve kandaki asit seviyesini ayarlar. Karbon tetraklorür böbreklerin fonksiyonunu bozan ve tahriş eden en zararlı kimyasallardan birisidir. Böbreğe zarar veren maddelerin başında ise cıva, kadmiyum, krom, demir ve altın gibi ağır metaller gelmektedir.
Cevap: B
18) İşyerlerinde hijyen kurallarına uyulmadan veya yeterli önlem alınmadan çalışılması durumunda benzen hangi hastalığa neden olur?
A)Kan kanseri
B) Omurilik kanseri
C) Karaciğer kanseri
D) Bağırsak kanseri
Açıklama: Benzen (benzol); solunum, sindirim ve cilt yolu ile organizmaya girer. Cilt ve mukozaları tahriş eder. Solunum yolu ile alınan benzolün ortalama % 50’si soluk verme ile yeniden dışarı atılır. Benzolün organizmadaki son parçalanma ürünü fenol, idrarla dışarı atılır. Akut zehirlenmede narkotik etki ön plandadır. Karaciğer ve böbrek zararları ortaya çıkabilir. Kronik etkilenmede ise en çok hematopoetik sistem zarar görür. Bu zarardan sorumlu olan ara parçalanma ürünü benzol epoksittir. Etki ilerleyince aplastik anemi ya da pansitopeni oluşabilir. Yüksek konsantrasyonlardan etkilenmiş olgularda miyeloid lösemi oluşabilir. Etkilenme ile kemik iliği zararı (ya da lösemi) oluşması arasındaki latent dönem yirmi yılı bulabilir.
Cevap: A
19) Kanserojen bir kimyasala maruz kaldıktan sonra kanser oluşumu için geçen süreye ne denir?
A) İlerleme dönemi
B) Latent dönemi
C) Gizlilik dönemi
D) Oluşum dönemi
Açıklama: Kanser vücuttaki hücrelerin yeteri derecede farklılaşmaya uğramaksızın kontrolsüz ve hızlı bir şekilde bölünmesi ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Kanser oluşturabilen kimyasal bileşiklere kanserojen denir. Genellikle kanserojen bir kimyasala maruz kaldıktan sonra kanser (tümör) oluşumu için bir süre geçmesi gerekir. Bu süreye latent dönemi denir. Örneğin; bu süre radyasyonun oluşturduğu lösemi için 4 – 6, asbestin oluşturduğu akciğer zarı kanseri için 30 – 40 yıldır.
Cevap: B
20) Halsizlik, kabızlık, görme bozuklukları ve felçler gibi bulguların kurşun ile ilişkisini ilk çağlarda ortaya koyan kişi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Robert Ovven
B) Hipokrates
C) Heredotos
D) Bernardino Ramazzini
Açıklama: Hipokrates (M.Ö. 460-370) ilk kez kurşunun zararlı etkileri üzerinde durmuş, kurşun koliğinden söz ederek onu tanımlamış, aynı zamanda halsizlik, kabız ık, görme bozuklukları ve felçler ile kurşuna maruziyet arasında ilişki bulunduğuna dikkat çekmiştir.
Cevap: B
21) Aşağıdakilerden hangisi toksik bir madde olup öğrenme ve gelişme geriliği, kansızlık, böbrek yetmezliği ve üreme fonksiyonlarının azalması gibi zararlı etkilere neden olur?
A)Karbon monoksit
B) Azotdioksit
C) Kurşun
D) Karbondioksit
Açıklama: Kurşun (Pb), toksik bir metal olup vücutta birçok hayati organı hedef alır.
Merkezi sinir sistemine zarar verir.
Beyin fonksiyonlarını etkiler.
Kasların kontrolünde ve öğrenme yeteneğinde kayıplara yol açar.
Çocuklarda gelişme geriliğine neden olur.
Böbrek yetersizliğine, kalp ve karaciğer hasarına neden olur.
Kırmızı kan hücrelerinin çoğalmasını sağlayan enzimleri etkiler ve kansızlığa neden olur.
Üreme fonksiyonlarını azaltır.
Cevap: C
22) Karbondioksit (C02), metan (CH4 ve karbonsülfür (CS2) gazlarının molekül ağırlıkları, büyükten küçüğe doğru nasıl sıralanır? (C = 12,0 = 16, S = 32, H = 1)
A) CS2-C02-CH4
B) CH4-C02-CS2
C)CS2-CH4-C02
D) CH4-CS2-C02
AÇIKLAMA:
CSa=(12) + (2×32) = 76 C02 = (12) + (2x 16) = 44 CH4= (12) + {4x 1) = 16
Cevap:A
23) Buharları havadan ağır olan kimyasallar geniş mesafede……. etkin olurlar.
Yukarıdaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A) Her seviyede
B) Solunum seviyesinde
C) Alt seviyede
D) Üst seviyede
Açıklama: Buharları havadan ağır kimyasallar, zemin ve zemine yakın yerlerde bulunur ve yayılırlar.
Cevap: C
24) Doğalgaz havadan……….LPG havadan…….dır.
Yukarıdaki boşluklara aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
A) Hafif-Ağır
B) Ağır-Hafif
C) Ağır-Ağır
D) Hafif-Hafif
Açıklama: Doğalgaz metan gazı olup yoğunluğu havadan hafiftir. LPG ise bütan ve propan gazlarının karışımı olup yoğunluğu havadan ağırdır.
Cevap: A
25) Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A)Argon havadan daha hafiftir.
B)Çalışma yerinde metan tavanda toplanır.
C) Kömür ocaklarında metan patlaması sonucu karbondioksit ve karbon monoksit gazları oluşur
D)Karbondioksit tabanda toplanır.
Açıklama: Argon; renksiz, kokusuz ve tatsız birgazdır. Yoğunluğu havanınkinden yüksek olduğu için de havadan ağırdır.
Cevap: A